Quetzalcoatl

  Tanrı

Quetzalcoatl (Tüylü yılan)

Adı Aztekler’de Kuetzalkoatl, Mayalar’da Kukul-kan olan tanrı tüylü yılan Quetzalcoatl, Kolomb öncesi Mezoamerika uygarlıklarında önemli doğaüstü varlık ya da tanrıdır.

Bu inanışa ve yılan-tanrı tasvirlerine Meksika’dan Peru’ya kadar uzanan geniş bölgede pek çok tradisyonda rastlanır. Derisi pul yerine tüylerle kaplı olan bu tüylü yılan ya da kuş-yılan tanrının Kiçe Mayalarındaki adı Gucumatz’dır (Gukumatz). Eski uygarlıklardan Toltekler ve Aztekler’deki adı “sakallı yılan” anlamında Quetzalcoatl (Nahuatl dilinde “ketsalkoatl” okunur) idi. Bu ad Pueblo kızılderililerinin dilinde ise “sakallı yılan” , Meksika kızılderililerinin dilinde ise “kuş-yılan” anlamına gelir. Yukatek Mayalarında bu tanrı “tüylerle kaplı yılanların Efendisi” anlamında Kukul-Kan adını almıştır.

Maya dilinde “yılan” ile “gökyüzü” sözcükleri telaffuzları bakımından eşseslidir ve “kaan” olarak telaffuz edilirler. Bu tanrın Maya dillerindeki okunuşu aslında “Kukuul kaan”dır. Proto-Türk kültürü araştırmacıları, tüylü yılan sembolünün Türk tradisyonlarında da bulunduğunu bildirmektedir. Bu tezde birleşen bilim adamlarına göre de Türklerle Mayaların akraba olduklarını söylemek yanlış değildir.

Bu tanrıla ilgili inanış ve efsanelerin, kültürden kültüre (Miştek, Toltek, Aztek, Maya, İnka, Kızılderili kabileleri) farklılıklar gösterdiğinin görülmesinin yanı sıra, her kültürde de tarihsel süreç içinde farklı versiyonlarının oluştuğu görülmektedir.

Kimi tasvirlerde tüylü yılan olarak gösterilmekle birlikte, eski metinlerde onun aslında bir yılan olmadığı, beyaz insan ırkına mensup olduğu açıkça belirtilir. İlah kimi zaman tüylü bir yılan, kimi zaman insan, kimi zaman ise yılan-insan olarak temsil edilir. (Telleriano-Remensis elyazmasında ise insanı yiyen bir yılan biçiminde temsil edilmiştir.)

Maya metinlerine göre içinde bulunduğumuz beşinci çağın atalarını imal eden tanrıdır. Aynı zamanda insanlarla bir süre yaşamış veya insanlara kendisinin tezahür ettiği bir temsilci yollamıştır.

Aztek metinlerine göre, ölümün ve dirilişin, göksel suların ve rüzgarların tanrısıdır. Aynı zamanda bir yıldız tanrıtır, sabah yıldızı tanrıdır. Bu tezahür durumunda tanrı “tan vakti yıldızının efendisi” anlamında “Tlahuizcalpantecuhtli” adını alır. Yıldızın bir de ikiz kardeşi ve yoldaşı bulunmaktadır ki, bu köpek-tanrı Xolotl’dur.( Kimileri ikiz kardeşinin Venüs olduğunu sanmaktadırlar.)

Takvimi ve kitapları insanlara indiren ya da icat eden odur. İçinde bulunduğumuz beşinci güneş çağının insanlığının atalarını penisinden akan kandan imal etmiştir. İnsanlarla yaşadıktan sonra, göklere dönüşünde kalbi sabah yıldızı haline gelmiştir. Aztekler bir gün geri döneceğine inandıklarından, kral Moctezuma (Montezuma) Cortés’i bekledikleri kişi sanarak, yanılgıyla tahtını ona sunmuştur.

Bazı Toltek, Aztek, Maya ve İnka metinlerine göre, insanlarla bir süre yaşamış, onlara doğru yolu gösterdikten ve uygarlığı öğrettikten sonra göklere geri dönmüştür. Kimi metinlerde ondan tek kişi olarak değil, bir ırk veya bir topluluk olarak söz edilir ve yeryüzündeki insan vücudunu onların imal ettiği belirtilir. Örneğin, ünlü Maya kutsal kitabı Popol-Vuh’ta şöyle denir: “Onlardır vücut veren, onlardır yaratan. Onlar yeşil ve maviyle çevrilidirler. İsimleri Gucumatz’dır.”

Görüldüğü gibi, metinde “onlar” zamiri kullanılmakta olup, bir topluluk söz konusudur. Bu durumda yılanın bu varlık topluluğunu yalnızca simgelemek üzere, bir sembol olarak kullanıldığı düşünülebilir. Amerika’nın eski uygarlıklarının göksel olguları simgelemede büyük ölçüde yılan sembolünü kullandıkları görülmektedir. Tüylü yılan sembolizminde, tüy yeryüzündeki birçok tradisyonda (örneğin eski Mısır tradisyonu) görüldüğü gibi, burada da hakikatin, doğruluğun, hafifliğin ve -göğe çıkmada kuşlara en büyük yardımcı unsur olduğundan- yükselmenin sembolü olarak kullanılmış olmalıdır.

“O zamanlar, atalar tanrılarla aynı dili konuşuyorlar ve birbirleriyle mükemmel biçimde anlaşıyorlardı.” (Popol-Vuh)

“Atalarımız orada doğdu, Dünya’da yaşadılar.” (Bir Aztek şiirinden)

Yorum yaz