Tanrıça İzanami

  Tanrıça

Japon mitolojisinde ilk beliren kadın figürü İzanami’dir. İzanami, mitolojik kurgu içinde yer alan ilk kadın figürü olmanın yanı sıra üstlendiği rol bakımından da oldukça önemli bir karakter olma özelliği taşımaktadır. Kojiki’nin hemen başında yer alan “İzanagi ve İzanami’nin Yeryüzüne İnişi” olarak da bilinen epizotta, erkek İzanagi ve kadın İzanami’nin Üst Dünya’da yaşayan Gök Kamileri tarafından yeryüzüne gönderildikleri anlatılır (Tsugita, 2008: 40-41). İzanagi ve İzanami çifti, kendilerine verilen emir üzerine henüz balçık halindeki yeryüzüne inerler ve dünya üzerindeki ilk toprak parçası olan Onogoro adasını yaratırlar.

Onogoro adasına yerleşen İzanagi ve İzanami, burada birbirlerini eş olarak kabul ederler. İzanami, burada Japon adalarını dünyaya getirmeye başlar. Sırayla Avaci, Şikoku, Oki, Kyūşū, İki, Tsuşima, Sado ve Honşū adalarını doğurur. Bu sekiz ada, Büyük Sekiz Adalı Ülke’yi (Ōyaşima) oluşturur. İzanami, daha sonra Kocima yarımadası, Şōdo adası, Suō adası, Hime adası, Gotō adaları, Dancō adaları olmak üzere altı ada daha dünyaya getirir. Böylelikle, Japon adalarının yaratılması tamamlanmış olur. İzanami, Japon adalarını yarattıktan sonra yeryüzü yaşamı için gerekli Kamileri dünyaya getirmeye başlar. Bu Kamilerin her biri Rüzgâr Kamisi, Deniz Kamisi, Dağ Kamisi vb. gibi yeryüzündeki yaşamı yönlendirecek Kamilerdir. Ancak İzanami, Ateş Kamisi’ni doğururken yanarak ölür. Mitolojinin buraya kadar olan kısmında, İzanami’nin yeryüzündeki “ilk kadın”, “ilk eş” ve “ilk anne” olarak önemli bir rol üstlendiği görülmektedir. Diğer yandan İzanami’nin, Japon adalarını ve yeryüzü yaşamı için gerekli Kamileri dünyaya getirerek doğurganlık özelliğiyle öne çıktığı dikkat çekmektedir. Ne var ki bir sonraki epizotta İzanami, tamamen farklı bir kişiliğe bürünür. İzanami, hiç beklenmedik bir şekilde “fedakâr bir eş” ve “sevecen bir anne” olma gibi tüm olumlu özelliklerinden uzak, acımasız bir yaratığa dönüşür (Tsugita, 2008: 60-62): Ateş Kamisi’ni doğururken yanarak ölen İzanami, Ölüler Diyarı’nda yaşamak zorunda kalır.

İzanami’nin yokluğuna bir türlü alışamayan İzanagi, sonunda eşini görmek için Ölüler Diyarı’na gider. İzanagi, burada İzanami’den yeryüzüne (canlılar dünyasına) geri dönmesini ister. İzanami, İzanagi’nin bu isteğini gerçekleştirebilmek için Ölüler Diyarı’nın Kamileriyle konuşacağını söyler. İzanami, İzanagi’ye Kamilerle konuşurken kesinlikle kendisine bakmaması gerektiğini tembihleyerek Ölüler Diyarı’nın sarayına girer. Ancak, aradan uzun bir süre geçmesine rağmen İzanami geri dönmez. Beklemekten sıkılan İzanagi, verdiği sözü unutarak Ölüler Diyarı’nın sarayına girer. İzanagi, sarayda son derece korkunç bir manzarayla karşılaşır: İzanami’nin yerde yatan çürümüş bedenine böcekler üşüşmüştür. Gördükleri karşısında dehşete kapılan İzanagi, oradan kaçmaya başlar.

İzanami, sözünde durmayan İzanagi’ye çok öfkelenir. Ölüler Diyarı’nın şeytanlarına İzanagi’yi yakalamalarını emreder. İzanagi, uzun bir mücadeleden sonra peşindeki düşman ordusunu yener. Bunun üzerine İzanami, İzanagi’yi yakalamak için peşine düşer. Ancak o sırada İzanagi, yeryüzü ile Ölüler Diyarı arasındaki geçide (4) ulaşmıştır. İzanagi, ancak bin kişinin kaldırabileceği büyüklükteki bir kayayı fırlatarak iki dünyayı birbirine bağlayan geçidi kapatır. Böylece, canlılar dünyası ile Ölüler Diyarı arasındaki geçit sonsuza dek kapanmış olur. Geçidin kapanmasıyla İzanami, artık tamamen Ölüler Diyarı’na ait bir varlık haline gelir ve ilerleyen epizotlarda da bir daha ortaya çıkmaz. (4) (Japonca: Yomotsu hirasaka) Ölüler Diyarı ile yeryüzünü birbirine bağlayan yokuş. 

İzanami-no-Mikoto, aynı zamanda 伊 弉 冉 尊 veya 伊 an 那 美 命 olarak da ifade edilir, yani “davet eden” hem yaratılış ve ölüm tanrıçası hem de tanrı Izanagi-no-Mikoto’nun eski karısıdır.İZANAMİ  japon mitolojisinde hem yaratılış tanrıçası hem de ölüm tanrıçasıdır. İzanami ve İzanagi , Sümer-Akad İnanna / İştar ve Dumuzi efsanelerine benzemektedir.

Izanagi-no-Mikoto girişe, Yomotsuhirasaka’nın ağzına bir kaya itti (Yomi’nin girişi olan mağara). Izanami-no-Mikoto bu aşılmaz barikatın arkasından çığlık attı ve Izanagi-no-Mikoto’ya, eğer onu terk ederse her gün 1000 sakinini imha edeceğini söyledi. 1500’e hayat vereceğini öfkeyle yanıtladı. Inanna’nın Akad mevkidaşı İştar. Farklı geleneklerde Inanna, Anu’nun kızı ya da ay tanrısı Nanna’nın kızıdır. Çeşitli geleneklerinde kardeşleri arasında güneş tanrısı Utu, yağmur tanrısı Ishkur ve Yeraltı Dünyası Kraliçesi Ereshkigal vardır. Kişisel asistanı Ninshubur. Dumuzi onun sevgilisi olmasına rağmen, asla kalıcı bir eş olduğu düşünülmez. Yine de Dumuzi’yi “Inanna’nın Yeraltı’ya İnişinde” Yeraltı Dünyasına göndermekten sorumludur. Inanna, astral geleneklerde sabah ve akşam yıldızı olarak kabul edilir.Yeraltı dünyasına gitmeden önce Inanna ilahi regalisini giydi ve “uygun ilahi kararnameleri [ben]” aldı (Kramer 1972: 86). Bakanı Ninshubur’a üç gün sonra büyük tanrıların yardımını isteyeceğini söyledi. Yeraltı dünyasının yedi kapısının her birinde Inanna, çıplak ve bükülmüş olana kadar regalia’nın bir kısmını çıkardı, yeraltı dünyasının yedi yargıçından ve adı “Büyük Dünyanın Kraliçesi anlamına gelen büyük ikiz kardeşi Ereshkigal’den önce geldi. “Hepsi ona“ ölümün görünümünü ”verdi ve ölü bedenini bir kancaya astılar.Üç gün sonra, Ninshubur yardım aramaya başladı, ancak ne baş tanrı ne de ay tanrısı Inanna’nın babası sempatik değildi. Bununla birlikte, bilgelik tanrısı iki canavara Inanna’nın cesedine hem hayat veren bir bitki hem de hayat veren su serpme talimatı verdi.

Yorum yaz