Cover Image

“Ya Benimsin Ya Toprağın” Apollo ve Daphne Efsanesi

Mart 11, 2021 - Okuma süresi: 7 dakika

Konumuz; Orta Çağ atmosferinin hala soluklarınıza işlediği büyüleyici Roma’da, Galleria Borghese adlı bir sanat galerisinde sergilenen, Gian Lorenzo Berinini’nin yine “bu adam bunu nasıl yapmış yav” sorularıyla inceleyeceğiniz muhteşem eseri: Apollo ve Daphne

Eğer olayın hikayesini bilmeden görme şansına erişirseniz, Apollo mu kızı ağaca dönüştürüyor, kız ağaca dönüşürken son anda kurtarmaya mı çalışıyor yoksa kendi isteğiyle mi ağaca dönüşmek üzere gibi aklınızda bir sürü soru birikmesi olası. Bu sebeple öncelikle Apollo ve Daphne’nin mitolojideki öyküsüne değinmek gerekir.

Apollo… Olympos’nun yakışıklı, esmer, uzun boylu (aklınızda Lucifer’ı canlandıran Tom Ellis canlanabilir) , iyi kalpli, güçlü ve bir çok alanda yetenek sahibi tanrısı. Işık tanrısı olarak adlandırılsa da çok sayıda söylencede müzik tanrısı olmasının da altı çizilir. Olympos tanrıları onun müzik yeteneğine adeta hayrandırlar.

Bu popüler tanrı bir gün gökyüzünde bir uçtan bir uca dolaşırken devasa bir piton yılanıyla karşılaşır. Okçulukta da bir hayli yetenekli olan Apollo onu hemen oracıkta öldürür ancak vicdanı bu durumdan çok rahatsız olur. Tanrısallığının lekelendiğini fikriyle, yeryüzüne inip 7 yıl boyunca orada bi kralın çobanlığını yapmaya karar vererek, bu vicdan yükünü hafifleteceğini düşünür.

Apollo bir gün elinde lir’i dağ tepe dolaşırken, elinde oku ve yayıyla dolaşan aşk tanrısı olarak bilinen çocuk tanrı Eros ile karşılaşır. Ona “Eyy Eros senin eline bu savaş aletleri hiç yakışıyor mu? Sen istersen onları bana ver. Hem bilirsin ben attığım her hedefi anında vururum” diyerek Eros’u küçümser ve onu bir hayli kızdırır. Eros da durur mu yapıştırır cevabı “Eyy Apollo sen kimsin ya? Sen benim işimi niçin küçümsersin? Sen elbette attığın her okla hedefi vurabilirsin ama unutma benim oklarım seni bile vurabilir.”  Eros bu sözleri söyleyip Apollo’nun yanından ayrılırken içinden kendisini küçümsemesinin bedelini ödeteceğine dair ant içer.

Nehir tanrısı Peneus’un güzeller güzeli su perisi kızı Daphne bir gün, güzel uzun saçlarını savurup dağ bayır dolaşıp koştururken, Apollo onu görür ve güzelliği onu cezbeder. Daphne, tıpkı Apollo’nun kız kardeşi tanrıça Artemis gibi bekaret yemini etmiş bir genç kızdır. Apollo onu büyülenmiş bir şekilde izlerken onları izleyen bir kişi daha vardır. İntikam yemini etmiş Eros!

Aşk tanrısı Eros, hemen aşk okunu çıkarır ve Apollo’yu vurarak Apollo’yu Daphne’ye oracıkta deliler gibi aşık eder. Fakat Eros’un işi daha bitmemiştir. Aşktan soğutan tahta okunu çıkarıp, onu da Daphne’nin yüreğine saplar. Böylece zaten bekaret yemini etmiş Daphne’nin kalbi yeryüzündeki bütün aşklara karşı mühürlenmiş olur.

Apollo, günlerce hayranlıkla Daphne’yi izler ta ki artık izlemek kendisine yetmeyinceye kadar… Ona dokunmak en büyük isteği olur ve bir karar verir artık onun karşısına çıkacaktır.

Daphne aniden karşısında gördüğü bu aşk dolu tanrıdan çok korkar ve soluk soluğa bir kovalamaca başlar. Daphne nefret okunun etkisiyle kaçmaya çalışırken, Apollo aşk okunun verdiği motivasyonla adeta “ya benimsin ya toprağın” diyerek kovalamaya devam eder. Artık kaçmaktan yorulan Daphne ise maalesef toprağı seçerek tanrılara yalvarır. (Bazı söylencelerde toprak ana Gaia’ya, bazı söylencelerde ise babasına) “Ey toprak ana, beni ört, beni sakla, beni koru…” Bu içten yalvarışıyla Daphne’nin vücudu yavaş yavaş ağırlaşmaya, bedeni kabuk bağlamaya, saçları ise yapraklara dönüşmeye başlar. Tam o sırada artık çok geç olsa da Apollo, Daphne’ye yetişir ve Bernini işte tam da bu sahneyi ölümsüzleştirir.

Hikayenin devamında, sevdiği kızın defne ağacına dönüşmesinin ardından hüngür hüngür ağlayan Apollo “Mademki benim karım olamadın benim ‘onur ağacım’ olacaksın. Bundan sonra ben ve tüm kahramanlar senin ağacının dallarıyla süsleyecek kendilerini. Kokulu saçlarından olan bu ağacın yaprakları yaz-kış yeşil kalacak ve ben onları taç yapacağım başıma” der. Biz de böylece Roma hükümdarlarının defne yapraklı taçlarının nereden geldiğini anlamış oluruz…

Apollo ve Daphne hikayesinin temsil ettiği durumlardan söz edilir. Şimdi gelelim onlara… Birincisi,

İffet (Daphne) ve şehvet (Apollo) arasındaki bir savaş olarak olarak yorumlanmıştır. Bir diğeri ise Ersnt Cassirer-Dil ve Mit kitabında geçmektedir. Eski Sanskritçe’de Daphne “Ahana” anlamına gelir. “Ahana” ise Sanskritçe’de “tan kızıllığı” demektir. Kendisini kovalayan Apollo ise yine Sanskritçe’de “parlaklık” anlamına gelmektedir. Bu da bize mitolojideki bu öykünün her gün yaşanılan bir olayın tasviri olduğunu anlatır. Güneşin, tan kızıllığını kovalaması…

Bernini “Apollo ve Daphne” adlı barok tarzında yaptığı eserine 24 yaşında başlar ve 3 yılda tamamlar. Çevresinde dolanarak çözümlenebilen 360 derece bir eserdir. Bu yüzden sergilendiği Galleria Borghese adlı galeride önce duvara yakın konumlandırılmış olsa da daha sonra odanın orta yerine yerleştirilmiş, bu sayede çevresinde dönerek eserin anlamlandırılmasına olanak sağlanmıştır.

Kaynaklar:

Sanatın Öyküsü – Gombrich

Mitoloji 101- Kathleen Sears

Dil ve Mit – Ersnt Cassirer

John William Waterhouse-Apollo ve Daphne

Gian Lorenzo Berinini-Apollo ve Daphne (Galleria Borghese)


Cover Image

Yunan Tanrıları ve Tanrıçaları İsimleri Özellikleri ve Soyağacı

Ocak 2, 2021 - Okuma süresi: 20 dakika

Acımasız ve kararsız, tutkulu ve kinci, kıskanç ve güvensiz, önemsiz ve deli: Olimpos Dağı’nın sakinleri, eski Yunanlıların evrenin kaosunu insan doğası aracılığıyla açıklama girişimini temsil ediyor.

Bu nedenle, daha önce ve sonra icat edilen her tanrı gibi, bu tanrı ve tanrıçalar da insan bencilliğinin somutlaşmış halleridir. Savaşları, çekişmeleri ve cinsel fetihlerinin hikayeleri, Batı dilinin ve anlatısının akışını silinmez bir şekilde etkiledi.

Bu yazımızda Yunan tanrılarını ve tanrıçalarını, onların isimlerini, özelliklerini ve soyağaçlarını siz değerli okuyucularımız için derledik.

Titanlar Kimlerdir?

Titan, Yunan mitolojisinde, Uranüs‘ün (Cennet) ve Gaia‘nın (Dünya) çocuklarından herhangi biri ve onların soyundan gelenlerdir. Hesiod’un Theogony’sine göre 12 orijinal Titan vardı: Okeanos, Coeus, Crius, Hyperion, Iapetus ve Kronos kardeşler ve Thea, Rhea, Themis, Mnemosyne, Phoebe ve Tethys kardeşler.

Gaia’nın kışkırtmasıyla Titanlar, onları yeraltı dünyasında (Tartarus) susturan babalarına isyan ettiler. Kronos’un önderliğinde Uranüs’ü görevden aldılar ve hükümdarları olarak Kronos’u seçtiler. Ancak Kronos’un oğullarından biri olan Zeus babasına isyan etti ve sonra aralarında Titanların çoğunun Kronos’un yanında olduğu bir mücadele başladı.

Zeus ve kardeşleri, 10 yıl süren şiddetli savaşların (Titanomachia) ardından Titanları nihayet yendi. Titanlar daha sonra Zeus tarafından fırlatıldı ve Tartarus’un altındaki bir boşluğa hapsedildi.

Olimpos Tanrıları Kimlerdir?

Antik Yunan mitolojisinde, on iki Olimposlu, Yunan panteonunun başlıca tanrılarıdır ve genellikle Zeus, Hera, Poseidon, Demeter, Athena, Apollon, Artemis, Ares, Hephaestus, Afrodit, Hermes ve Hestia veya Dionysos olarak kabul edilir. Geleneğe göre Olimpos Dağı’nda ikamet ettikleri için onlara Olimposlular deniliyordu.

Hades büyük bir antik Yunan tanrısı olmasına ve ilk nesil Olimposluların (Zeus, Poseidon, Hera, Demeter ve Hestia) erkek kardeşi olmasına rağmen, onun krallığı Olimpos’tan uzakta yeraltı dünyasıydı.

Deniz tanrısı Poseidon’un sarayı denizin altında bulunmaktaydı.

Gaia

Gaia, Yunan mitolojisinde başlıca ilkel tanrılardandır. Dünyanın, toprağın ve yeryüzünün tanrıçasıydı. Toprak ana olarak bilinmektedir.

Antik Yunan şairi Hesiodos‘a göre Gaia, evrenin doğuşundan önce var olan uçsuz bucaksız boşluktan (Kaos) çıktı. 

Gaia’nın Uranüs (gökyüzü), Pontus (deniz) ve Ourea (Dağlar) gibi tanrıları var ettiğine inanılıyor. Uranüs’ü (bir gökyüzü tanrısı) onun üzerine örtmek için doğurdu.

Tanrıça ayrıca Uranüs ile birlikte yattı ve Oceanus, Phoebe, Mnemosyne, Tethys, Crius, Hyperion, Iapetus, Rhea, Theia, Themis ve Cronus gibi Titanlar da dahil olmak üzere çok sayıda tanrıyı doğurdu.

Gaia hakkında ayrıntılı bilgi için Yeryüzü Tanrıçası Toprak Ana Gaia yazımızı okuyabilirsiniz.

Uranüs

Uranüs, Yunan mitolojisinde gök baba olarak bilinir. İlk tanrılarındandır, tanrıların atasıdır. Titanlar ve sikloplar onun soyundan gelir.

Yunan mitolojisinde, Uranüs gökyüzünün tanrısıydı.

Bazıları onun karısı olacak Gaia tarafından tasarlandığını söylerken, diğerleri Aether ve Gaia’nın oğlu olduğunu söylemektedir.

Uranüs hakkında ayrıntılı bilgi edinmek için Tanrı Uranüs Kimdir? yazımızı inceleyebilirsiniz.

Kronos

Uranüs ve Gaia‘nın oğlu Kronos zamanın tanrısıdır. Uranüs ve Gaia’dan doğan on iki titandan biridir. Zamanı yaratmıştır ve zamanlar arası seyehat etme yeteneğine sahiptir.

Karısı, aynı zamanda kız kardeşi olan titan Rhea’dır. Çocukları  ZeusHeraHades, Hestia, DemeterPoseidon, Chiron’dır.

Tanrı Kronos hakkında ayrıntılı bilgi edinmek için Zaman Tanrısı Kronos yazımızı okuyabilirsiniz.

Okeanos

Okeanos, titanların ilki olarak bilinir. Ebeveynleri Uranüs ve Gaia’nın ik titan çocuğudur.

Yunan mitolojisinde dünyayı kuşattığı düşünülen ırmağın efendisi Okeanos’tur. Okeanos’un nehri dünyayı göklere ve yer altı dünyasına bağlamaktadır.

Tatlı su tanrıçası olan kız kardeşi Tethys ile evlenmiştir. Çiftin Okeanidler adı verilen 3000 çocuğu vardı.

Okeanos hakkında ayrıntılı bilgi için Irmak Tanrısı Okeanos yazımızı okuyabilirsiniz.

Aether

Aether Yunan mitolojisindeki ilk tanrılardan birisidir. Göksel hava tanrısı olarak bilinmektedir. Erebus ve Niks‘in kızıdır.

Aether, antik bilimde toprak, su, hava ve ateşten sonra beşinci element olarak biliniyordu: Evreni dünyanın ötesini dolduran, daha sonra öz olarak da bilinen malzeme. 19. yüzyılda Aether, yerçekimi ve ışık gibi doğal olayları açıklamak için kullanıldı.

Aether hakkında ayrıntılı bilgi için Hava Tanrısı Aether yazımızı okuyabilirsiniz.

Rhea

Rhea, yeryüzü tanrıçası Gaia’nın ve Gaia’nın oğlu gökyüzü tanrısı Uranus kızıdır. Aynı zamanda onun eşi olan Kronos’un ablasıdır. İlk geleneklerde, “tanrıların annesi” olarak bilinir ve bu nedenle benzer işlevlere sahip Gaia ve Kybele ile güçlü bir şekilde ilişkilidir. Klasik Yunanlılar onu Olimpos tanrı ve tanrıçalarının annesi olarak görüyorlardı.

Tethys

Yunan mitolojisinde, Tethys, Titan Okeanos’un kız kardeşi ve karısı, nehir tanrıları ve Oceanidlerin annesi olan Uranüs ve Gaia’nın Titan kızıdır. Tatlı suların tanrıçasıdır.

Zeus

Zeus, Yunan mitolojisinin en önemli tanrısıdır. Olimpos tanrılarının hükümdarıdır. Gökyüzü, şimşek ve gök gürültüsü tanrısı olarak bilinir.

Zeus’un babası zamanın efendisi ve yaratıcısı olarak bilinen Kronos annesi ise Rhea’dır.

Zeus’un karıları arasında Hera en bilineni olsa da ilk karısı değildi. Hera’dan önce ve Hera’yla birlikteyken birçok karısı ve sevgilisi olmuştu.

Bazı kaynaklar Zeus’un düzinelerce sevgiliden 92 kadar çocuğu olduğunu söylemektedir. Bunlardan en ünlüleri Ares, Artemis, Athena, Apollo, Herkül gibidir.

Zeus hakkında ayrıntılı bilgi için Tanrıların Kralı Gökyüzü Tanrısı Zeus yazımızı okuyabilirsiniz.

Hera

Hera hakkındaki birçok eski Yunan efsanesine göre, tanrıça Hera, Olimpos Dağı’nı kocası / kardeşi Zeus ile birlikte yöneten güçlü bir kraliçeydi.

Kadınların, evliliğin ve doğumun koruyucu tanrıçası olarak kabul edildi.

Hera, sırasıyla Titanların kralı ve kraliçesi olan Kronos ve Rhea’dan doğdu.

Hera hakkında ayrıntılı bilgi için Olimpos’un Kraliçesi Evlilik Tanrıçası Hera yazımızı okuyabilirsiniz.

Poseidon

Denizlerin efendisi olarak bilinen tanrı Poseidon en popüler Yunan tanrılarından birisidir.

Poseidon, deniz tanrısıdır ve tüm suda yaşayan hayvanların koruyucusudur. Dalgalı okyanus sularında seyahat edenler, denizin efendisi Poseidon’a ibadet ederdi. Yunan tanrılarının en yıkıcısı olarak tanındı.

Poseidon, Kronos ve Rhea’nın oğluydu. Devler, Olimposlular ve Titanlar arasındaki evrenin kontrolü için yapılan büyük savaşlarda kilit bir figürdü. Zaferleri üzerine Poseidon denizlerin hükümdarı oldu. 

Kardeşleri Hades ve Zeus ile birlikte en popüler Yunan tanrılarından biriydi.

Tanrı Poseidon hakkında ayrıntılı bilgi için Deniz Tanrısı Poseidon yazımızı okuyabilirsiniz.

Hades

Hades, Yeraltı’nın tanrısıydı. Zeus ve Poseidon‘un kardeşidir. 

Hades, Yeraltı Dünyasının hükümdarı olmasına rağmen, ölüm tanrısı değildi. Açgözlü bir tanrıydı ve evrenin alt bölümünü mümkün olduğunca çabuk doldurmak istiyordu. Ölümle sonuçlanan olayları desteklediği biliniyordu.

Yeraltı Dünyasına hükmetmeyi seçmese de Hades zamanının çoğunu krallığında geçirdi. Sorumluluklarına hızla uyum sağladı ve nadiren ihmal etti. Ayrıca dirgenini kullanarak depremlere neden oldu.

Hades hakkında ayrıntılı bilgi için Yeraltı Tanrısı Hades yazımızı okuyabilirsiniz.

Ares

Ares, yüce tanrı kralı Zeus ile tanrı kraliçe Hera arasındaki birliğin ürünüydü. Buna göre gücünü Zeus’tan, şiddete olan inancını ve susuzluğunu annesi Hera’dan almıştır.

Ares savaş tanrısıdır. Kazanmak Ares için çok az önemliydi; tüm istediği, erkeklerin birbirleriyle kavga edip öldürmelerini görmekti.

Ares hakkında ayrıntılı bilgi edinmek için Savaş Tanrısı Ares yazımızı okuyabilirsiniz.

Athena

Tanrıça Athena, tanrıların kralı Zeus‘un kızıdır. Atina kentine ismini vermiştir.

Aklın, sanatın, edebiyatın ve zekanın bakire tanrıçasıydı.  Eşsiz bir doğum hikayesi vardı ve savaşlardaki cesareti ile biliniyordu.

Athena hakkında ayrıntılı bilgi için Akıl,Zeka ve Sanat Tanrıçası Athena yazımızı okuyabilirsiniz.

Apollon

Apollon, Yunan mitolojisinde ışığın, müziğin, güneşin, sanatın, doğruluğun, farelerin, kurtların, bilginin tanrısıdır.

Karanlık nedir bilmeyen ışık tanrısı, yalan nedir bilmeyen doğruluk tanrısı olarak bilinir. Aynı zamanda kehanet tanrısıdır.

Gümüş yayın efendisidir ve okçu tanrı olarak da bilinir.

İnsanlara iyileştirme sanatını Apollon öğretmiştir.

Apollon hakkında ayrıntılı bilgi için Işık ve Sanat Tanrısı Apollon yazımızı okuyabilirsiniz.

Artemis

Yunan mitolojisinde Artemis ana tanrıçaydı. Zeus ve Leto’nun kızıydı. Phoebe olarak bilinirdi. Apollon onun ikiz kardeşiydi. Bekaret ve namusla birlikte doğa, av ve ay gibi unsurları temsil etmiştir.

Artemis, okçuluk, avcılık, doğa ve ay tanrıçasıdır. Artemis bir koruyucuydu. Vahşi ve evcil hayvanları ve tüm doğayı korudu. Ayrıca tarımı, hayvan sürülerini ve avları da korudu.

Artemis hakkında ayrıntılı bilgi için Avcılık ve Okçuluk Tanrıçası Artemis yazımızı okuyabilirsiniz.

Hermes

Hermes, popüler olarak ticaret, hırsızlık, atletizm (spor), taşıtlar, yollar, icat, aldatma ve hanedanlık armaları ile ilişkilendirilen eski bir Yunan tanrısıydı.

Hermes’in ebeveynleri yüce tanrı Zeus ve Maia‘ydı. Dionysos‘tan sonra Hermes, Olimpos Dağı’ndaki en genç ikinci Yunan tanrısı olarak kabul edilir.

Hermes hakkında ayrıntılı bilgi için Haberci Tanrı Hermes yazımızı okuyabilirsiniz.

Dionysos

Dionysos, Zeus ve Semele‘nin çocuğuydu. Annesi Semele bir ölümlü olduğu için ölümlü bir ebeveyne sahip olan tek tanrı Dionysos’tur.

Tanrı Dionysos, Yunan mitolojisinde şarap tanrısı olarak bilinir. İnsanlara şarap yapmayı Dionysos öğretmiştir.

Dionysos hakkında ayrıntılı bilgi için Şarap Tanrısı Dionysos yazımızı okuyabilirsiniz.

Afrodit

Afrodit, Olimpos’un aşk, güzellik, zevk ve üreme tanrıçasıdır. Sık sık kanatlı tanrı Eros (Aşk) eşliğinde güzel bir kadın olarak tasvir edildi.

Afrodit’e, aslında deniz ve denizcilik tanrıçası olarak yaygın bir şekilde ibadet ediyordu; ayrıca özellikle Sparta, Thebes, Kıbrıs ve diğer yerlerde bir savaş tanrıçası olarak onurlandırıldı.

Afroditin güzelliğinin tanrılar arasında savaşa yol açacağından korkuluyordu. Bu nedenle Afrodit sadece tanrı Hephaistos ile evlenmiştir. 

Afrodit hakkında ayrıntılı bilgi için Aşk ve Güzellik Tanrıçası Afrodit yazımızı okuyabilirsiniz.

Demeter

Demeter, Yunan bereket, tarım, tahıllar ve kutsal yasaların tanrıçasıydı. Etki alanı yaşam ve ölüm döngüsüyle sınırlıdır. Demeter, bereket tanrıçası olarak bir mevsimde mahsulün verimini etkileme gücüne sahipti.

Demeter, Kronos ve Rhea’nın altı çocuğundan biriydi. Böylece Demeter’in kardeşleri şunlardı: Hestia, HeraHadesPoseidon ve Zeus.

Demeter hakkında ayrıntılı bilgi için Tarım ve Bereket Tanrıçası Demeter yazımızı okuyabilirsiniz.

Hephaestus

Hephaestus, muhteşem ölümsüzler arasında korkunç görünen tek tanrıydı. Tanrıların endüstriyel emekçisiydi. Evlerini, teçhizatlarını ve silahlarını yapan oydu.

Ateş tanrısı olarak tanımlandı. Antik Roma’da Hephaestus’un eşdeğeri Vulcan’dı. Eski Mısır mitolojisinde, yaratıcı tanrı ve zanaatkarların tanrısı Ptah, Hephaestus’un eşdeğeri olarak görülüyordu.

Hestia

Antik Yunan dininde, Hestia ocağın bakire tanrıçasıdır, doğru aile düzeni, aile, ev ve devlettir. Yunan mitolojisinde Titanlar Kronos ve Rhea’nın ilk doğan çocuğudur.

Geleneksel olarak, Yunan kültüründe Hestia, evdeki her kurban sırasında ilk adağı alırdı. Tanrıça Vesta, onun Romalı muadilidir.

Yunan Tanrıları Soy Ağacı

Yunan mitolojisi tanrıları soy ağacı aşağıdaki gibi oluşturulmuştur.


Cover Image

Haberci Tanrı Hermes Kimdir?

Aralık 27, 2020 - Okuma süresi: 9 dakika

Hermes, popüler olarak ticaret, hırsızlık, atletizm (spor), taşıtlar, yollar, icat, aldatma ve hanedanlık armaları ile ilişkilendirilen eski bir Yunan tanrısıydı.

Hermes’in ebeveynleri yüce tanrı Zeus ve Maia‘ydı. Dionysos‘tan sonra Hermes, Olimpos Dağı’ndaki en genç ikinci Yunan tanrısı olarak kabul edilir.

Sık sık Yunan tanrılarının habercisi olarak tasvir edilir ve cennetsel dünya ile yeraltı dünyası arasında bilgi aktarır.

Aşağıdaki makalede, Yunan Haberci Tanrısı Hermes ile ilişkili mitleri, güçleri ve sembolleri sizler için araştırdık.

Hermes’in Sembolleri ve Özellikleri

Hermes sembolik olarak bir horoza, dikdörtgen bir sütuna (herma), bir kaplumbağaya, iki askılı bir çantaya (el çantası) bağlanmıştır.

Hermes ile yakından bağlantılı diğer semboller arasında sandaletler ve kanatlı bir şapka bulunur.

Hermes ile ilişkilendirilen çok sayıda sembole rağmen, onun bir numaralı Yunan sembolünün kerikeion olduğu anlaşılmaktadır.

Latince biçime çevrildiğinde kerikeion caduceus olur. Bu resimsel olarak kanatlı bir sopaya sarılmış 2 yılanla temsil edilir.

Hermes’in caduceus’unun ona bakanları derin bir uykuya sokma yeteneğine sahip olduğuna inanılıyor. Alternatif olarak, caduceus insanları uyandırabilir ve hatta ölüleri hayata döndürebilir.

Bugün dünyamızda caduceus (biraz farklı varyasyonların yanı sıra) ticareti, ticareti ve müzakereleri sembolize etmek için yaygın olarak kullanılmaktadır. Ayrıca geçmişte baskı, yazı ve belagatnameyi temsil etmek için kullanılmıştır.

Çarpıcı bir şekilde benzer olmasına rağmen, Hermes’in caduceus’u ve Asclepius’un çubuğu (Yunan tıp ve şifa tanrısı) iki farklı çubuktur. İkincisi, bir asanın etrafında sadece bir sarmal yılana sahiptir. Asklepius’un çubuğunun üstünde kanat yok.

Hermes’in Erken Yaşamı

Mitologlar Hermes’in sabahın erken saatlerinde Arcadia’daki Cyllene Dağı’ndaki bir mağarada doğduğunu düşünüyor. Öğle vakti, yeni doğan Hermes lir olarak bilinen telli bir müzik aleti yapmıştı.

Daha sonra enstrümanı ilahiler çalmak ve söylemek için kullandı ve kendi doğum gününü kutladı. Aynı gün akşam olduğunda Hermes, büyük kardeşi Apollon‘a, Yunan ışık ve güneş tanrısı’na ait bazı sığırları gizlice kaçırır ve hırsızlık yapar.

Hırsızlıktan sonra Hermes farkında olmadan eve gitti ve kendini kendi beşiğine bağladı. Şimdi neden hırsızlık tanrısı olarak da anıldığını anlıyoruz – temelde çalmayı seviyordu.

Olgunluk seviyesi nedeniyle, doğumunun ilk gününde sergilediği Hermes, erken gelişmiş bir çocuk olarak adlandırıldı. Kelimenin her anlamıyla bir dahiydi.

Hermes’in Güçleri

Hermes’in pek çok sihirli gücü vardı. İnsanları uykuya daldırabilecek bir tanrıydı. Aynı zamanda insanları uykularından uyandırma yeteneğine de sahipti.

Hermes, yeraltı dünyası ile yaşayanları ayıran sınırı geçebilen tek Olimpiya tanrısı olarak ün kazandı. Bu güç tekelini terbiyeyle sergiledi.

Her türlü sınırı geçme kabiliyeti nedeniyle Hermes, “ruhların lideri” olarak adlandırıldı. Başkaları da onu “kondüktör” olarak tanıyordu. Hermes’in ölü insanların ruhlarını cehenneme taşıyan bir tanrı olduğuna inanıyorlardı.

Hermes’in Roma tanrısı eşdeğeri güçlü Merkür’dür. Romalılar, ölülerin yoluna rehberlik eden tanrı olarak Merkür’e saygı duyuyorlardı.

Ayrıca tüccarların ve çobanların koruyucusu olarak görülüyordu. Bazı durumlarda hem Hermes hem de Merkür yalanların, hırsızlıkların ve kumarın tanrısı olarak etiketlenmiştir.

Lir icadı

Hermes, lir adı verilen kendi müzik aletini genç yaşta tasarlayan yaratıcı bir tanrıydı. Liri şu şekilde icat etmiştir: Bir kaplumbağayı öldürdüğü ve etini kabuktan çıkardığı söylenir.

Hermes daha sonra yedi kardeş tanrıyı (Pleiades), öldürdüğü kaplumbağanın boş kabuğunu bağlamak için dizeler olarak koyunların 7 beslenme kanalını (bağırsakları) kullanarak onurlandırdı.

Apollo, sığırlarını çaldığını anladığında Hermes’e (küçük kardeşi) çok kızdı. Hermes öfkeli kardeşinin (Apollon) sinirlerini yatıştırmak için lirini kullandı ve Apollon’un gazabını yatıştırmak için ilahiler söyledi.

Apollo, Hermes’e merhamet etti ve onunla barıştı. Ayrıca sonsuza kadar iyi arkadaş ve kardeş olacaklarına söz verdi. Bazı tarihçiler, Apollon’un Hermes’e yeminini mühürlemek için bir amblem sunduğuna inanıyor – Hermes ile ilişkili caduceus’du.

Haberci Hermes

Hermes, farklı mitlerde haberci olarak tasvir edilmiştir. Bir keresinde Hermes, Pandora’ya (Yunan mitolojisindeki ilk kadın) kocası Epimetheus’a eşlik eder.

Hera, Athena ve Afrodit‘i İda Dağı’nın bulunduğu yere yönlendirdi. İkisinin orada, Paris tarafından yargılanması gerekiyordu. Oynadığı bu roller bir elçiye benziyordu.

Kadın ve Çocuklarla İlişkisi


Hermes’in de doğurganlıkla bir bağlantısı olduğu düşünülüyordu. Şok edici haber şu ki, Hermes muhtemelen hiç evlenmedi, ancak bu onun doğurganlıkla bir ilişki bulmak için ayağa kalkmasını engellemedi.

Apollo ve Hermes’in Chione olarak bilinen bir bakireyle seviştiğine dair bazı efsaneler var.

Yakınlıkları aynı gün oldu ve Chione’nin ikizler Philammon ve Autolycus’u doğurmasına neden oldu. Apollo’nun çocuğu Philammon iken Hermes’in Autolycus’un babası olduğu tespit edilmiştir.

Autolycus, hile ve hırsızlığı Hermes’ten miras alırken, Philammon, babası Apollo gibi müzikte bir süperstar oldu.

Sevilen Tanrı Hermes

Hermes, diğer Yunan tanrı ve tanrıçaları tarafından çok sevilirdi. Onların sevgilisiydi. Tanrı Artemis, Hermes’i avcılık ile tanıştırdı. Doğa tanrısı (Pan) Hermes’e pipo çalma sanatını öğreten kişiydi.

Hermes, babası Zeus’a da çok destek oldu. Hermes’in, Zeus’un kanat adamı olarak görev yaptığı öne sürüldü. Bu, Hermes’in Zeus’un Io ile romantik ilişkilerini gözetlemek üzere gönderilen 100 gözlü bir devi katlettiğine inanılan bir efsanede açıkça görülüyordu.

Yolların ve Yolcuların Yunan Tanrısı

Hermes’in bir haberci olarak davrandığına dair yeterli kanıt var. Birçok efsane, Hermes’in sık sık yollarda seyahat eden bir haberci olduğu için, yolların sorumluluğunu üstlenen ve yolcuları koruyan tanrı olduğunu varsaymaktadır.

Hermes, gezginlere rehberlik etmenin yanı sıra, güreş ve yarış gibi farklı spor aktivitelerini icat eden tanrı olarak da tanınır. Sonuç olarak, birçok sporcu, patronları olarak Hermes’e saygı duyar.

Konuşma ve Müziğin mucidi

Hermes’in kendi doğum gününü kutlamak için müzik aletlerini nasıl ürettiğinin hikayesini zaten duyduk. Sonuç olarak, Hermes ayrıca müziğin mucidi olarak kabul edildi.

Bazen konuşma ve belagat tanrısı olarak etiketlenir. İlginç bir şekilde 4 olan kutsal bir rakamı da vardı. Ayın 4. günü doğum gününü işaret ediyor.

Eski moda mitlerde, Hermes’in vücudunun üst kısmına bir giysi giymiş, sakallı olgun bir adam olarak tasvir edilmesi yaygındır.

Bu şekilde Hermes hala kanatlı sandalet ve şapka giyiyor. 5. yüzyılda Hermes’in tasvirleri farklı boyutlar almaya başladı.

Sıradan Çağın (CE) ilk birkaç yüzyılında Hermes, petasus (yuvarlak şapka) ve gezginin pelerini takmış, sakalsız çıplak bir genç adam olarak tasvir edildi.

Bir elinde meşhur caduceus’u (kerykeion), diğer yandan da bir kithara (lire benzeyen telli bir müzik aleti) vardı.


Cover Image

Tarım ve Bereket Tanrıçası Demeter

Aralık 27, 2020 - Okuma süresi: 12 dakika

Tanrıça Demeter kimdir? Ve onun sembolleri ve lakaplarından bazıları nelerdi? Bu makalede, Yunan hasat ve bereket tanrıçası Demeter ile ilgili tüm önemli mitleri keşfedeceğiz.

Demeter Kimdir?

Demeter, Yunan bereket, tarım, tahıllar ve kutsal yasaların tanrıçasıydı. Etki alanı yaşam ve ölüm döngüsüyle sınırlıdır. Demeter, bereket tanrıçası olarak bir mevsimde mahsulün verimini etkileme gücüne sahipti.

Yokluğu ve inzivaya çekilmesi, genellikle kötü hasat ve dondurucu hava koşullarına neden oluyordu. Bununla birlikte, varlığı ilkbahar ve yaz mevsimlerini, bol büyüme ve refah dönemlerini başlattı. Eski Yunanlılar ona korkudan değil, tam bir takdir ve hürmetten tapıyorlardı.

Demeter’in Doğumu ve Ailesi

Hesiod’s Theogeny’ye (MÖ 700) göre Demeter, Kronos ve Rhea’nın altı çocuğundan biriydi. Böylece Demeter’in kardeşleri şunlardı: Hestia, Hera, Hades, Poseidon ve Zeus. Hestia’nın arkasındaki en büyük ikinci oydu.

Tıpkı dört kardeşi gibi (Hestia, Hera, Hades, Poseidon) Demeter de doğumundan hemen sonra Kronos tarafından yutuldu. O ve kardeşleri daha sonra Zeus tarafından Kronos’un karnından kurtarıldı.

Efsanelere göre Demeter’in Girit doğumlu tarım kahramanı Iasion’dan iki çocuğu vardı. Bu çocuklar Philomelus (zenginlik tanrısı) ve Ploutos’du (çiftçilik koruyucu tanrısı).

Demeter ve Poseidon (Yunan denizler ve okyanuslar tanrısı) arasındaki birliktelikten su perisi Despoina (Despoena) ve at tanrısı Arion ortaya çıktı.

Bununla birlikte, yeraltı dünyasının kraliçesi Persephone, muhtemelen Demeter’in en ünlü çocuğu.

Görünüm, Semboller ve Sıfatlar

Demeter tipik olarak olgun görünümlü, tamamen çiçek taçlı olarak tasvir edilmiştir. Çoğu tasvirinde bir demet buğday veya mısır taşıması da yaygındı.

Sembolleri çiçekler, meyve ve tahıldı. Her zamanki lakaplarına gelince, Demeter’e Aganippe – merhametle yok eden Kısrak ya da Gece Kısrağı denir. Ayrıca Potnia (Mistress), Despoina (evin metresi), Chloe (yeşil filiz ve doğurganlık getiren) ve Thesmophoros (gelenek ve yasaları veren) olarak da anılmıştır.

Birçok antik Yunanlı, Demeter’in amblemini arpa tarlalarında bulunan parlak kırmızı çiçek olarak görüyordu.

Arcadialılar, Demeter’i saçlarında yılanlarla temsil ediyordu. Pek çok Arcadian tasvirinde, Demeter genellikle iki elinde bir yunus ve bir güvercin tutarken görülmüştür. Birçok insan, bu sembollerin onun yaşam ve ölüm üzerindeki hakimiyetini temsil ettiğine inanıyordu.

Demeter’in Kült ve İbadet Merkezleri

Pek çok Olympian tanrı ve tanrıçasının aksine, eski Yunanlılar Demeter’e korkudan değil takdirden tapıyorlardı. Dünyadaki yaşamı sürdürdüğü için saygı görüyordu.

Demeter’in başlıca kült yerleri arasında Sito, Girit ve Anadolu’daki diğer birçok şehir (günümüz Türkiye’si) vardı. Örneğin Anadolu’da Demeter, Kybele olarak biliniyordu. Sito’nun bazı yerlerinde ona “ilahi düzen ve kanun getirici” anlamına gelen Thesmophoros adı verildi.

Tarımsal ürünleri sürdürme yeteneği nedeniyle, eski Yunanlılar ona yeryüzü tanrıçası olarak tapıyorlardı. Yazı ve baharı getirmeden hiçbir şey büyüyemezdi. Bu nedenle, Yunan panteonunda önemli bir tanrı olarak çok takdir edildi.

Demeter’in en eski ibadet merkezi MÖ 1200 civarında Pylos’ta gerçekleşmiş olabilir. Arkeologlar, üzerinde “İki Kraliçe ve Kral” yazısının bulunduğu tabletler ortaya çıkardılar. Bu Demeter, Persephone ve Poseidon’a olası bir referanstı.

Demeter’in diğer ünlü kült merkezleri ve ibadet yerleri Attika (Eleusis), Hermion, Lerna, Korint, Enna (Sicilya), Delos ve Selinus’taydı.

Yukarıdakilere ek olarak Demeter onuruna düzenlenen bir dizi festival vardı. Bu festivallerin en ünlüsü Ekim ayında düzenlenen Thesmophoria festivali olmalıydı. Festival sadece kadınlara açıktı. Festivalin teması doğurganlık ve annelik konularına odaklandı.

Demeter ve Persephone

Persephone, Zeus ve Demeter arasındaki birliktelikten ortaya çıktı. Bazı efsaneler, Persephone’nin Zeus’un annesi Rhea ile çiftleştikten sonra doğduğunu iddia eder.

Her halükarda, Hades, Persephone’yi sağlıksız bir şekilde sevdikten sonra, Yunan tanrısı Hades, Persephone’yi kaçırmaya gitti. Efsaneye göre, Hades Persephone’yi yeraltı dünyasına götürdü ve kraliçesi yaptı.

Demeter, kızını bulmak için dünyanın bütün yüzünü aradı. Demeter, kızının ortadan kaybolmasıyla üzülen ve üzülen keder, işini ihmal etti. Mahsuller soldu ve eski Yunanlılar kötü hasat gördü. Karadaki neredeyse her şeyin büyümesi durdu ve hava dondurucu soğuktu.

Tanrıların mutlak kudretli kralı Zeus, Demeter dünyayı beslemeye geri dönmezse yeryüzündeki yaşamın yok olabileceğinden korkuyordu. Zeus, tanrıların habercisi Hermes‘i Persephone’yi yeraltı dünyasından almakla görevlendirdi. Persephone ayrılamadan, Hades ona biraz nar verdi. Meyveyi yedikten sonra, Persephone Hades ve yeraltı dünyasına bağlandı.

Serbest kalmasını sağlamak için Hades, Hermes ile bir anlaşma yaptı. Persephone’nin yılın yaklaşık üçte biri, büyük olasılıkla sonbahar ve kış olmak üzere yeraltı dünyasına bağlanması konusunda anlaştılar. Ancak, Persephone’nin yazı ve baharı yeryüzünde geçirmesine izin verildi.

Demeter’in mevsimler ve döngülerle ilişkisi Persephone ile geçirdiği zamandan kaynaklanıyor. Efsaneye göre, Persephone’nin ilkbahar ve yaz aylarında annesi Demeter ile yeniden birleşmesi, bitki yaşamının ve tarımın gelişmesine neden oldu. Ancak, Persephone’un yokluğunda, sonbahar ve kış mevsimlerinde Demeter yas tuttu ve bir zamanlar solmaya ve ölmeye giden her şeye neden oldu. Bunun sonucu olarak, “Gıdanın Getiricisi” ve “Hasat Tanrıçası” olarak tanımlandı.

Demeter’in Önemi

Mısır-Anne Demeter, antik dünyada çok önemli bir tanrıça olarak kabul edildi. Hasat makinelerine bereket veren oydu. Ayrıca Helen öncesi kültlerde ve Minos Girit kültlerinde Toprak Ana olarak biliniyordu.

Demeter, varlığı ekinlerin ölmesini ve kuraklık olmasını engellediği için “Büyük Ana Demeter” olarak anılıyor. Bu unvanı daha sonra kızı Persephone’ye gitti.

Demeter, ekin ekme ve insanlığa sürme sanatını ortaya koyduğu için saygı duyulur. Öncelikle bu nedenle ona “Hasatın nazik kraliçesi ve toprağın anası” deniyordu.

Demeter İnsanlığa Tarımı Nasıl Sağladı?

Demeter, kızı Persephone’yi aramak için dünyayı dolaşırken Eleusis denen bir yere geldi. Bölge Attika Kralı Eleusis’in egemenliği altındaydı. Demeter daha sonra kendini yaşlı bir kadına dönüştürdü ve başını yatırabileceği bir yer bulmak için kralı kuşattı.

Kral bunu kabul etti. Hatta ondan çocukları Demophon ve Triptolemus’a bakmasını istedi. Kralın ona karşı ne kadar iyi davrandığını gören Demeter, Demophon’u ölümsüz yapma ihtiyacı hissetti.

Tanrıça Demophon’a ambrosia döktü ve sonra vücudunu ateşe verdi. Niyeti Demophon’un ölümlü benliğini yakmaktı. Tören devam ederken Demophon’un annesi Metanira içeri girdi ve çığlık attı. Sonuç olarak, yazma işlemi tamamlanmadı.

Hâlâ kralı iyiliği için ödüllendirme ihtiyacı hisseden Demeter, Triptolemus’a tarımın yollarını göstermeye karar verdi. O andan itibaren Triptolemus bu bilgiyi halkıyla paylaşabildi. Yakında, bilgi Eleusis’in ötesindeki şehirlere yayıldı. Bu, tarımın doğuşuna işaret ediyordu.

Ölüm ve yeraltı dünyasıyla ilişkisi de Flya kültünde görülebilir. Kült, Demeter’in yeraltı dünyasından yaşam ve doğurganlık armağanları gönderdiğine inanıyordu.

Bu görüş Demeter-Persephone ilişkisine paraleldir. Böylece, yeraltı dünyasından Persephone’nin annesi Demeter ile yeniden bir araya gelmesi, ilkbahar ve yaz aylarında, yani yaşamın armağanlarını başlattı.

Demeter ve Iasion

Iasion, Semadirek adasından genç bir adamdı. Bazı efsanelere göre o, Electra ve Zeus perisinin oğluydu. Iasion’un hayatı, Demeter’in dikkatini çektiğinde ilginç bir hal aldı.

Odyssey’e göre, tanrıça üç sürülmüş bir karıkta Iasion ile birlikte yatıyordu. Daha sonra Demeter oğulları doğurdu – Philomelus ve Ploutos. Zeus bu meseleyi öğrendi ve öfkelendi. Kıskançlık ve öfkeyle dolu Zeus, yıldırımıyla fırlattı ve olay yerinde Lasion’u öldürdü.

Demeter ile ilgili Diğer İlginç Mitler

  • Demeter’in diğer sembolleri şunlardır: bir asa, bir meşale, bir yılan ve bir domuz.
  • Demeter ile olan ilişkisi nedeniyle Iasion, genellikle tarım kahramanı olarak anılırdı. Demeter ve Iasion arasındaki ilişki iki çocuk doğurdu – Philomelus ve Ploutos.
  • Küçük erkek kardeşi Poseidon’un aralıksız takibinden sonra Demeter, Poseidon’un ilerlemelerinden kaçmak için kendini bir kısrağa dönüştürdü. Demeter, Kral Onkios’un atlarının arasına saklanmaya çalıştı. Yunan deniz tanrısı da kendini bir ata dönüştürdü. Efsane, Poseidon’un Demeter’e tecavüz ettiğini söylemeye devam ediyor. Daha sonra Demeter kendini arındırmak için kendini bir mağaraya kapatır. Onun yokluğu nedeniyle, dünya çapında büyük bir kıtlık vardı. Demeter daha sonra Landon Nehri’nde kendini temizleyecekti.
  • Poseidon ve Demeter arasındaki zorunlu birliktelikten nemf, Despoena ve konuşan at Arion doğdu.
  • Hesiodos‘a göre, Theogony’de eski Yunanlılar Demeter’i Mısır-Ana olarak görüyorlardı. Yunanlılara tüm farklı tahıl türlerini verdiği için saygı duyuldu. Onun ekmekle ilişkilendirilmesinin nedeni budur. Benzer şekilde, Atinalı filozof Isocrates, insanlığı tarıma sokanın Demeter’in olduğu inancındaydı. Demeter’e dua etmenin mahsul verimini artırmaya yardımcı olduğuna inanıyorlardı.
  • Atinalılar ölü insanlara “Demetrioi” adını verdikleri ölümle o kadar bağlantılıydı. Ölümle ilişkisi, bir zamanlar ölü olan şeyleri hayata döndürme gücüne sahip olduğuna inanan bir dizi eski kabilenin sonucunu doğurdu.
  • Theocritus’a göre Demeter, haşhaş tanrıçasıydı. Tanrıçanın iki elinde kasnaklar ve gelincikler olduğunu belirtti.
  • Demeter hakkındaki Eleusis gizemleri, büyük olasılıkla Demeter’in haşhaş tanrıçası olduğuna inanan Girit kültünden kaynaklanıyordu. Buna karşılık, bu gelincikler bir zamanlar ölmüş olan şeylerin yeniden doğuşunu simgeliyordu.

Cover Image

Olimpos’un Kraliçesi Evlilik Tanrıçası Hera

Aralık 26, 2020 - Okuma süresi: 18 dakika

Hera hakkındaki birçok eski Yunan efsanesine göre, tanrıça Hera, Olimpos Dağı’nı kocası / kardeşi Zeus ile birlikte yöneten güçlü bir kraliçeydi. Ve zamanda, çeşitli antik Yunan şehirlerine ve eyaletlerine geri dönebilseydiniz, kesinlikle tanrıça Hera’ya adanmış birçok tapınak görebilirsiniz.

Eski Yunanlıların evlerinde Hera’ya adanmış kişisel tapınaklara sahip olmaları da alışılmadık bir durum değildi. Kadınların, evliliğin ve doğumun koruyucu tanrıçası olarak kabul edildi.

Birçok Yunan efsanesinde, Hera genellikle son derece kinci ve kıskanç bir tanrıça olarak etiketlenir. Onun hakkındaki hikayeler, Zeus’un menfaatlerini ve gayri meşru çocuklarını sevmek için cezalar vermesiyle doludur.

Hera hakkındaki aşağıdaki eski Yunan Mitleri, okuyucularına Olimpos Dağı Kraliçesi tanrıça Hera’nın doğumunu, güçlerini, çocuklarını, sembollerini ve popüler tasvirlerini anlatmaktadır.

Hera’nın Doğumu ve Ailesi

Hera, sırasıyla Titanların kralı ve kraliçesi olan Kronos ve Rhea’dan doğdu. Birçok eski Yunan, tanrıçanın Samos adasında doğduğuna inanıyordu. Böylece Samos, Hera’ya ibadet için bir merkez haline geldi.

Başka bir efsane, Zeus diğer kardeşlerini kurtarmakla meşgulken Okeanos ve Tethys tarafından büyütüldüğünü iddia ediyor.

Kardeşler konusunda kalan Hera’nın yaklaşık 6 kardeşi vardı: Poseidon, Zeus, Hades, Demeter, Hestia ve Chiron. Titan Kralı Kronos, çocuklarından birinin kendisini tahtından devirmek için güçleneceğinden korktuğu için bütün çocuklarını yutmaya karar verdi. Rhea’nın hızlı düşünmesi sayesinde, bebek Zeus kurtarıldı.

Sonunda, Kronos’un kaçınmayı umduğu şey gerçekleşti. Zeus güç ve cesaretini artırdı ve Hera dahil tüm kardeşlerini Kronos’un midesinden kurtardı. Önümüzdeki çağlarda ortaya çıkan şey, Titanlar ve Olimposlular arasındaki savaştı.

Hera ve Zeus’un Evliliği

Olimposlular titanlara karşı galip geldikten sonra, Zeus, Olimpos Dağı’nın tepesine yerleşti. Hera ve Zeus daha sonra evlendi ve birkaç çocuk doğurdu – Hephaestus, Ares, Eris, Hebe, Eileithyia ve Enyo.

Hera ve Zeus arasındaki birlik, bitmeyen çatışmalar ve kaosla doluydu. Anlaşmazlıkları öncelikle Zeus’un Hera’ya sadık kalamamasından kaynaklanıyordu. Olimpos kralı Zeus’un tanrıçalar, yarı tanrılar ve ölümlü kadınlarla epeyce evlilik dışı ilişkileri vardı. Sonuç olarak, Hera öfkelendi ve kıskandı.

Çoğu zaman, Hera’nın gazabı, Zeus’un maceralarından çıkan gayri meşru çocuklara salınırdı.

Zeus hakkında daha fazla bilgi edinmek için Tanrıların Kralı Gökyüzü Tanrısı Zeus yazımızı okuyabilirsiniz.

Hera’nın Kıskançlıkları ve Acımasız Gazabı

Aşağıda, Zeus’un Hera’nın gazabına uğrayan talihsiz metresleri ve gayri meşru çocuklarının bazı örnekleri var:

Titan Tanrıçası Leto

Zeus’un sadakatsizliğini duyan ve yasadışı çocukların doğumuna yaklaşan Hera, hamile Leto’yu kovalamak için korkunç bir piton gönderdi. Hera ayrıca yeryüzündeki bütün topraklara Leto’ya veya çocuklarına sığınma hakkı vermemelerini emretti.

Efsane, Leto’nun dünyayı günler ve geceler boyunca doğum yapacak bir yer aramak için dolaştığını söylemeye devam eder. Sonunda Leto’nun yardımına Kıbrıs’ın Delos adasının sakinleri geldi. Delos, tüm emeği boyunca onu ağırladı.

Sonunda Leto, Artemis ve Apollon‘u doğurmayı başardı. Ama bu bile basit bir hareket değildi. Hera’nın emeği uzatmak için kızı Eileithyia ile anlaştığına inanılıyor. Bu nedenle Leto, dokuz ayını doğum sancıları ve acı içinde geçirmek zorunda kaldı.

Leto’nun başarılı teslimatının haberini duyan Hera daha da öfkelendi. Apollon ve kız kardeşi Artemis’i öldürmek için pitonu tekrar gönderdi. Yine de, Yunan ışık tanrısı Apollon piton için çok güçlü olduğunu kanıtladı ve onu Delphi Oracle’da öldürdü.

Hera Rahibesi Io

Hera, en ufak bir şekilde Zeus’un dikkatini çeken herhangi bir ölümlü kadına veya tanrıçaya acı ve ıstırap vermekten asla çekinmedi. Öfkesinin böyle bir kurbanı, tapınaklarından birinde rahibe olan Io idi.

İo sadece Hera tapınağındaki bir rahibe değildi, aynı zamanda Argos’un da prensesiydi. Ve biri Hera’nın kendi rahibelerinden birine karşı biraz hoşgörülü olmasını beklerdi. Bunun yerine, Hera her zamanki gibi acımasızdı. Zeus’un onu kovalamasını önlemek için Io’yu bir ineğe dönüştürdü.

Io ile ilgili hikayenin farklı bir açıklamasında, bazı efsaneler, Hera’nın dikkatli bakışlarından kaçmak için Io’yu bir ineğe dönüştürenin Zeus olduğunu iddia ediyor. Ancak planı geri tepti. Hera, Zeus’un bu aşkını öğrendi. Öfke ve kıskançlıktan delirmiş, yüz gözlü Argos canavarını gözlerini Io’ya dikmesi için gönderdi.

Prenses için biraz üzülen Zeus, Hermes‘i canavarı öldürmesi için görevlendirdi. Bu da Hera’yı Argus’un 100 gözünü tavus kuşuna yerleştirmeye zorladı. Bu, eski Yunanlıların neden tavus kuşunu tanrıça Hera ile ilişkilendirdiğini açıklıyor.

Semele, Thebes Prensesi

Semele, Thebes’in genç ve güzel bir prensesiydi. Kral Cadmus’un kızıydı. Hikaye, ölümlü kılığına giren Zeus’un Semele’yi hamile bıraktığını söylemeye devam ediyor.

Hera, Zeus’un Semele ile olan ilişkisini haber aldığında, Semele’yi Zeus’tan kendisini tam tanrısal kudretiyle göstermesini istemeye ikna etti.

Zeus, Semele’nin isteğine karşı koyamadı ve Semele’nin teklifini yaptı. Ne yazık ki Semele için, Zeus’un ışığı onun üstesinden gelemeyecek kadar fazlaydı. Hemen alevler içinde parladı.

Semele’nin doğmamış çocuğu için bir umut ışığı vardı. Zeus çocuğu kucakladı ve uyluklarından emzirdi. Bu çocuğun adı şarap, üzüm ve şarap yapımının tanrısı Dionysos‘du.

Callisto

Semele vakasına benzer şekilde, Hera yine işin içindeydi, bu sefer kurbanı Callisto‘ydu. Callisto’yu ayıya çevirdi. Bunu av tanrıçası Artemis’in geyikleri avlaması için yaptı. Sonunda, Callisto (şimdi bir geyik), Artemis’in saf avlanma becerilerinden kaçamadı. Callisto öldükten sonra Zeus, Callisto’nun onuruna gökyüzünde yeni bir takımyıldız yarattı.

Hera, Zeus’a yardım ettiği için Echo’yu cezalandırır

Echo, Zeus’un evlilik dışı ilişkilerini barış içinde sürdürmesi için Hera’nın dikkatini dağıtmakla görevlendirildi. Hera, gerçek planın kokusunu aldığında, Echo’yu cezalandırdı. Cezasının bir parçası olarak Echo, başkalarının son sözlerini tekrar ettirdi.

Hera, Alcmene’in Herkül’ü Doğumunu Nasıl Geciktirdi?

Hera’nın en haklı eylemi, Alcmene ve oğlu yarı tanrı Herkül (Herakles olarak da bilinir) ile olan çatışmasıyla geldi. Alcmene, Amphitryon’un karısıydı. Aynı zamanda Perseus’un torunuydu. Hesiod’a göre Alcmene, krallığındaki tüm ölümlülerin çok ötesinde bir zeka ve bilgeliğe sahip, çok uzun ve güzel bir kadındı.

Zeus, Amphitryon’un bedenine şekil değiştirdikten sonra, Olympus kralı Alcmene ile yatmaya gitti. Birliklerinin ürünü Herkül’dü.

Zeus, Herkül’ün Tiryns’i çevreleyen kasaba ve şehirlerin güçlü bir hükümdarı olmasını bekliyordu.

Kıskançlıkla dolu Hera, mucizevi bir şekilde Sthenelus’un karısını hamile bıraktı. Homeros’un Illiad’ı, Sthenelus’un karısının Eurystheus’u doğurmasının yalnızca yedi ay sürdüğünü belirtir.

Hera, Herkül’ün doğumunu geciktirmek için doğum tanrıçası kızı Lucina (Eileithyia) ile görüştü. Böylelikle Eurystheus Herkül’ün önünde doğdu. Bu basit intikam eylemi, Eurystheus’un Tiryns tahtına daha güçlü bir doğum hakkına sahip olmasını sağladı.

Hera’nın Herkül (Herakles) ile Kavgaları

Hera’nın Alcmene’den ne kadar nefret ettiğine bakılırsa, Alcmene’nin oğlu Herkül’ün etine diken diken olması doğaldı.

Herkül’ün hayatı boyunca Hera, tekerleğine bir anahtar koymak için her zaman hazır bulundu. Herkül’ün doğumundan birkaç gün sonra Hera, bebeği Herkül’ü öldürmek için çok ölümcül iki yılan gönderdi.

O yaşta bile kahraman tanrı Herkül, yılanlara karşı çok güçlü bir rakip olduğunu kanıtladı. Herkül, yılanları çıplak bebek elleriyle boğdu.

Başka bir durumda Hera, Herkül’ü karısını ve çocuklarını öldürmesi için başarıyla büyüledi. Ve büyük suçunu kefaret etmek için Herkül, ünlü On İki İşçiliğini kabul etti.

Her dönüşte Hera, Herkül için işleri çok zorlaştırmak için oradaydı. Örneğin, Herkül’ün kasabasında Hydra of Lerna’yı serbest bırakmaktan sorumluydu; Amazonların fikrini değiştirdi ve Hippolyta’nın kemerini sağlamaya çalışırken onları Herkül’e karşı saldırgan hale getirdi.

Hera, Ixion’a karşı

Ixion‘un hikayesi ihanetle dolu. Ixion, Lapithleri ​​yöneten Ares’in (bazı efsanelerde Leonteus’un) oğluydu.

Hikaye, Zeus’un Ixion’u tanrılarla yemek yemeye Olimpos Dağı’na davet etmesiyle başlar. Belki de Olimpos Dağı’nda içtiği tüm şarapta kaybolan Ixion, Hera’yı hayal etmeye başladı. Efsanede, Ixion’un tanrıça kraliçe Hera’ya şehvetle yandığı belirtilmektedir. Hatta niyetini Hera’ya bildirecek kadar ileri gitti.

Her şeye gücü yeten bir tanrı olan Zeus, Ixion’un ihanetinin rüzgarını aldı ve Hera’yı baştan çıkarıcı bir şekilde tasvir eden bir bulutu oydu. Bunun bir numara olduğunun farkında olmayan Ixion, bulutla çiftleşti. Bu zamana kadar, Ixion’un ev sahibinin güvenine ihanet ettiği açıktı.

Ya Hera ya da Zeus’un Ixion’u Hades’e attığı söylenir. Orada, Ixion sonsuzluğu bir dönen tekerleğe bağlı olarak geçirmeye mahkumdu.

Garip bir şekilde, bulut ve Ixion arasındaki birleşme, Centaurlar (veya Ixionidae) olarak bilinen antik Yunan mitolojik canavarlarının ırkı arasında ilk olan Erboğa’yı üretir. Sentorlar, erkeklerden ayrı yaşamış yarı insan / yarı attır. Vahşetleri ve şehvetli davranışları ile rezil oldular.

Hera’nın Truva Paris’ine Karşı Gazabı

Efsanevi Truva Savaşı’ndan önce, Troya’nın Paris’i, Zeus tarafından Olimpos Dağı’ndaki tüm tanrıçaların en güzeli olan tanrıçayı belirlemede yargıç olarak görevlendirilmişti.

Yarışma Afrodit, Athena ve Hera arasında yapıldı. Ödül altın bir elmaydı. Efsanelere göre, üç tanrıça da zafere giden yolda rüşvet vermeye çalıştı.

Bilgelik ve stratejik savaş tanrıçası Athena, Paris’e engin bilgelik ve güç bahşedeceğine söz verdi. Hera, Paris’i Asya ve Avrupa’nın geniş bölgelerinin hükümdarı yapma sözü verdi. Ancak aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit, Paris’e dünyanın en güzel ölümlüsü Helen’den sonsuz bir aşk vaat etti.

Paris, Afrodit’in teklifini tercih etti ve Aphrodite’i Olympus Dağı’ndaki en güzel tanrıça ilan etti. Bu Hera’yı kızdırdı. Truva Savaşı patlak verdiğinde Hera, Truva atlarına karşı savaştı; Mycenae Kralı Agamemnon’a desteğini verdi.

Hera’nın Çocukları

Yunan Pantheon’undaki birçok tanrı ve tanrıçanın aksine Hera, kocasına sadık ve sadık kaldı. Dolayısıyla Hera’nın tüm çocukları Zeus ile olan birliktelikten geldi. Bu nedenle kadın, evlilik ve doğum tanrıçası olarak saygı görmüştür.

Hera ve Zeus yaklaşık 8 çocuk doğurdu: Hephaestus, Ares, Eris, Hebe, Eileithyia, Angelos, Typhon ve Enyo. Bazı durumlarda Homer, kavga ve yıkım tanrıçası Enyo’yu Ares’in oğlu olarak görüyordu.

Ateş ve demirhane tanrısı Hephaestus’un durumunda, Hera onu o kadar küçümsedi ki, onu Olympus Dağı’ndan sürgün etti. Yaralanmaya hakaret eklemek için (belki de hakarete zarar vermek için), Hephaestus, Olympus Dağı’ndan yere düştükten sonra bacağını kırdı.

Hephaestus’un ebeveynleri tarafından sevilmemesinin nedeni, çok çirkin doğması ve deforme olmasıydı. Ancak son gülen Hephaestus’du.

Hephaestus büyülü bir taht kurdu ve Hera’nın tahtını onunkiyle değiştirdi. Hera tahta oturduğu anda hemen tahta geçti. Hera’yı serbest bırakma karşılığında, Hephaestus’a bir eş olarak güzel tanrıça Afrodit verildi.

Hera Şerefine Tarihi İbadet Yerleri ve Şenlikleri

Tanrıça Hera’ya adanmış ünlü ibadet yerlerinden bazıları Argos, Salmos, Sparta ve Mycenae idi. MÖ 5. ve 4. yüzyıllar arasında, Elis kentinde Hera’nın yüzü olan sikkeler vardı.

Bu şehirlerin çoğunda, Hera’nın onuruna atletik yarışmalar yapılması alışılmadık bir durum değildi. Bu yarışmalardan en ünlüsü “Heraia” idi. Ayrıca Hera’yı onurlandıran evlilik ve aile değerleri temalı bir dizi festival olan Hiyerogami de vardı.

MÖ 8. yüzyıldan 7. yüzyıla kadar Olympia ve Tiryns’deki tapınaklar oldukça büyük sayıda Hera’ya tapanların uğrak yeri olmuştur. Zaman geçtikçe, Hera’nın tapınakları (Samos, Magna Graecia ve Paestum gibi yerlerde) giderek daha fazla ortaya çıktı.

Başlıca Semboller ve Popüler Tasvirler ve Görünümü

Yüzyıllar boyunca, Hera şu sembollerle ilişkilendirilmiştir: nar; zambak; inek; guguk kuşu; lotus; tavus kuşu / tavus kuşu; aslan; ve diadem.

Hera’nın nar sembolü, doğurganlık ve doğum anlamıyla geliyor. Tavus kuşu gururunu ve görkemli davranışını simgeliyor. Guguk kuşu, Zeus’un Hera’ya kur yapmak için kullandığı guguk kuşundan gelir.

Yunan Panteonunun tanrı ve tanrıçaları arasında Hera, görüntüleri çok yetersiz kalan tanrıçalardan biridir. Bu güne kadar yaşayan hikayeler, onun fiziksel özelliklerinin net bir tanımına sahip değil. Pek çok modern sanatçının yaptığı şey, Olympus Dağı’ndaki tahtında oturan Hera’yı bazen duvak takarak heykel yapmak veya boyamaktır.

Geleneksel olarak, resimleri ve heykelleri, kafasının üstünde bir taç (polos) olan cüppeler içinde gösterir. Ayrıca bir lotus asası tutarken tasvir edilmiştir.

Hesiod’un Theogony adlı eserinde Hera, sıklıkla altın sandalet giyen olarak tanımlanır. Homer, onu beyaz silahlı ve öküz gözlü görünüşlü bir tanrıça olarak tasvir eder.

Arabasına gelince, Hera’nın arabası genellikle tavus kuşları tarafından çekilir. Bunu yaparak, gerçek kraliyet ve kraliçeliğin somut bir örneğidir.

Hera’nın Güçleri ve Yetenekleri

Sıklıkla On İki Olimpiyatçı arasında en güçlü tanrılardan biri olarak kabul edilen Hera, savaşlar sırasında kesinlikle kendine hakim olabilirdi.

Ayrıca, sadece ölümlüler tarafından değil, Olimpos Dağı’ndaki tanrılar tarafından da çok saygı görüyordu. Aile değerlerine ve evliliklerine olan bağlılığı onu diğer Yunan tanrı ve tanrıçalarından ayırdı.

Göklerin ve Dünyanın Kraliçesi Hera, sık sık açık gökyüzü sağlaması için çağrılırdı. Bununla birlikte, belirli bir şehir veya kasaba onu geçtiğinde fırtınalar yarattı.

Doğum yapmakta güçlük çeken çiftler için Hera, çağırdıkları tanrıydı. Ailelere ve evliliklere sağlık ve uyumlu koşullar aşılama gücü vardı. Basitçe söylemek gerekirse, birçok eski Yunan toplumunda evin koruyucusuydu.


Cover Image

Aşil’in Annesi Thetis Kimdir?

Aralık 26, 2020 - Okuma süresi: 5 dakika

Yunan mitolojisindeki Thetis, bir nimf ve Truva Savaşı kahramanı Aşil’in annesiydi. Thetis, Aşil‘i Styx Nehri‘ne batırarak onu ölümsüzleştirmesiyle ünlüdür.

Bu yazımızda Yunan savaş kahramanı Aşil’in annesi Thetis hakkında tüm merak ettiğiniz bilgileri bulabilirsiniz.

Thetis’in Doğumu ve Ailesi

Thetis, Nereus (bir deniz perisi) ve Doris (okyanusun doğurganlığı) için doğdu. Birkaç kız kardeşi olduğuna inanılıyor. Babası Nereus’un şekil değiştirme yeteneği vardı.

Nereus’un ebeveynleri Gaia (dünyanın ilkel tanrıçası) ve Pontos’du (bir okyanus tanrısı). Thetis’in annesi ise Oceanus ve Tethys’in (bir nehir tanrısı) kızıydı.

Olgunluk çağına geldiğinde Thetis, ölümlü bir kral olan Peleus ile evlendi. Peleus ile Thetis’in evliliğini Zeus ayarladı. Evlilik töreni sırasında Mt. Uyuşmazlık tanrıçası Eris’in tanrıçası Pelion, törene bir elma atarak, elmanın sadece en güzel tanrıçaya gitmesi gerektiğini belirtti. Üç Olimpiya tanrıçası – Athena, Hera ve Afrodit – elma için savaşmaya devam etti. Truva Savaşı’na giren işte bu anlaşmazlıktı.

Thetis ve Peleus’un Aşil adında bir çocuğu vardı. Oğlunu Aşil’i ölümsüz yapmak isteyen Thetis, Aşil’i Styx (Yeraltı Dünyası / Hades’ten geçen beş nehirden biri) adlı bir nehre daldırdı.

Efsaneye göre, Thetis aşil bebeğini bileğinden tuttu ve tüm vücudunu nehre daldırdı. Ayak bilekleri dışında nehrin dokunduğu vücut yerleri yenilmez hale geldi.

Mitlerin bazı versiyonları, Thetis’in tüm vücut Aşilini nehre batırmayı amaçladığını iddia ediyor; ancak kocası Peleus ortaya çıktı ve tüm davayı durdurdu. Bu, Aşil’in ayak bileklerine nehir tarafından dokunulmadı.

Thetis ve Hephaestus

Hera, bebek Hephaestus’un ya sonbahardan öleceğini ya da yeryüzünde açlıktan öleceğini umuyordu. Ancak, durum bu değildi.

Bebek Hephaestus, Thetis ve kız kardeşleri tarafından alındı. Ona bir mağarada gizlice baktılar. Hephaestus’un Thetis’in bakımı altındayken yeteneklerini sahtecilik ve heykeltraşlık konusunda geliştirdiğine inanılıyor.

Homeros’un İlyada’sında Thetis, Hephaestus’u oğlu Aşil için çok güçlü bir askeri teçhizat yapması için görevlendirir. Hephaestus, Thetis’e çok şey borçlu olduğu için bunu yapmak zorundaydı.

Thetis Hakkındaki Diğer İlginç Bilgiler

  • Thetis, 50 Nereid’in (deniz tanrıçası Nereus’un kızları) lideri olarak görülüyordu.
  • Bazen arkaik Yunanistan döneminde tapanlarla birlikte deniz tanrıçası olarak saygı görüyordu.
  • Thetis’in büyükannesi, deniz tanrıçası ve Uranüs ile Gaia’nın kızı Tethys’ti.
  • Hem Poseidon hem de Zeus, Thetis ile ilgilendi. Ancak, iki Olimpiyatçı, Thetis ile herhangi bir anlaşma yapmama kararı aldı. Bir keresinde bir kehanet, Thetis’le çocuk sahibi olanlardan herhangi birinin, çocuğun Zeus veya Poseidon’dan daha güçlü olmasının zorunlu olduğunu belirtti. Kehanet Titan Prometheus’tan geldi – insan ırkına ateş veren yaramaz tanrı.
  • Bazı Yunan mitlerine göre kehanet yoktu. Bunun yerine, Zeus’u reddeden Thetis’ti. Bunu, Zeus’un karısı / kız kardeşi Hera’yı kızdırmak istemediği için yaptı. Reddedilmeye öfkelenen Zeus, Thetis ile Peleus arasında bir evlilik kurmaya başladı.
  • Genellikle birçok Yunan kahramanı ve tanrısının yardımına geldiği biliniyordu. Örneğin, bir zamanlar Tanrı Dionysos’u zarar vermek isteyen insanlardan kurtardı. Bu hikaye Homeros’un İlyada’sında bulunabilir.
  • Bir ölümlü olan Thetis’in kocası, Aegina Kralı Aeacus’un oğluydu.
  • Thetis’in oğlu Aşil, ya uzun ve sıkıcı bir hayat ya da kısa ve efsanevi bir hayat yaşamaya mahkum edildi.
  • Aşil, Truva Savaşı’nda şöhret ve şan elde etmeye devam etti. Ancak, tıpkı Thetis’in kehanet ettiği gibi hayatı kısa kesildi. Ölümü, Aşil’in sadece savunmasız vücut kısmı olan topuğuna bir ok atan Truva prensi Paris’in ellerine geldi.

Truva Savaşı Kahramanı Aşil yazımızı okuyabilirsiniz.


Hakkında

Kaynak bölümü internetteki mitoloji ile ilgili bilgileri toplamak üzere kurulmuştur.

Ziyaretçi

57