Aiolos ve Rüzgarlar

  Mit

Yunanlılar ve Romalıların kahraman ya da tanrı olarak insan formuna soktuğu birçok doğa unsurundan biri de rüzgarlardı. Aiolos, rüzgar bekçisidir ve Aerteis te Juno, ona Aeneas’ın filosunun Roma’ya hızla ulaşmasına yardımcı olan rüzgarlar çıkarması için eş olarak bir su perisi teklif eder.

Kuzey rüzgarı Latincede ‘Aquilo’ ve Yunancada ‘Borealis’ diye anılır (Kuzey Işıklan’na da bu yüzden ‘aurora borealis denir). Sert ve soğuk kışlar getirir. Atinalı prenses Oreithyia ya âşık olan Aquilo, zamanın şartlarına uyum sağlayarak prensesi yoğun bir bulut kümesiyle sarıp ona tecavüz eder ve ondan dört çocuğu olur.

Doğu rüzgarına ‘Vulturnus’ (Latince) ya da ‘Eurus’ (Yunanca) denir ve sıcak, nemli fırtınalar getirmesiyle tanınır.

Güney rüzgarına Auster’ (Latince) ya da ‘Notus’ (Yunanca) denir ve bu kişileştirme Avusturalya kelimesinin yanında aynı köklerden gelen Avusturya ve ayrıca -biraz kafa karıştırıcı da olsa- ‘doğu’ (east*) kelimesinin kökenini de oluşturur. (İtalya’nın güneydoğuya bakan topraklarının, doğudan doğan Güneş’in güneyden geldiğinin sanılmasına yol açtığı düşünülmektedir.)

Batı rüzgarına ise ‘Favonius’ (Latince) ya da ‘Zephyrus’ (Yunanca) denir. Latince isminden de anlaşılacağı gibi sevilen, insanın işini kolaylaştıran bir rüzgardır ve batı yönünden baharı, çiçekleri ve meyveleri muştular. Hem Favonius hem de tanrı Apollo genç Yunan prensi Hyacinth’e âşık olur. Oğlanın kalbini çalmak için aşık atarlar ve sonunda Apollo kazanır, ikisini disk atarken gören Favonius, kendinden umulmayacak bir hiddetle diski zavallı oğlanın kafasına fırlatır ve öldürür. Keder içindeki Apollo, prensin kanından sümbül çiçeğini yaratır.

Yorum yaz