Pyramus ve Thisbe

  Mit

Ovid, Metamorfozlar adlı teleolojik şiirlerinde ahududu meyvesinin niçin kırmızı olduğunu trajik bir aşk hikayesine bağlayarak anlatır. Uzak Babil diyarında, Pyramus adında genç bir oğlan, Thisbe adında bir kızın komşusudur. Çocukken yakın arkadaş olan Pyramus ve Thisbe, ergenlik çağında birbirlerine âşık olurlar. Ancak ailelerin arası iyi değildir, dolayısıyla iki taraf da evlenmelerine müsaade etmez.

İki âşık birbirlerini görmekten men edilir ve ancak evlerinin arasındaki duvardaki ufacık bir çatlak aracılığıyla iletişim kurabilirler. Durum bir süre böyle devam eder, ta ki anne ve babalarını hiçe sayıp bir gece surların dışında, beyaz meyve veren bir ahududu çalılığının altında buluşmaya karar verene dek.

Önce yüzünü tanınmamak için bir tülle örtmüş Thisbe gelir. Ancak gelir gelmez dereden su içen dişi bir aslanla karşılaşır. Korkup kaçar ve bir mağaraya saklanır, ancak kaçarken tülünü düşürür. Aslan, tülü kanlı ağzıyla kapar ve çok geçmeden kendi yoluna gider.

Pyramus geldiğinde kumdaki pençe izlerini görüp endişelenir. Daha sonra yerdeki kanlı tülü görür ve Thisbe’nin parçalanarak öldüğünü sanır.

Pyramus keder içinde kılıcını çıkarır ve karın boşluğuna saplar. Vücudundan fışkıran kan, yanındaki ağacın beyaz meyvesine mor-kırmızı bir renk verir. Geri gelen Thisbe sevgilisinin ağacın altında öldüğünü görür.

Tanrılara yalvarıp muradına erememiş aşklarını yemişlerin renginde ölümsüzleştirmesini ve ikisinin aynı mezara gömülmesini isteyen Thisbe, Pyramus’un kılıcının üzerine düşer ve yanında ölür.

Shakespeare sevenler bu mitin Romeo ve Juliet trajedisine bir ilham kaynağı olduğunu, hatta Bir Yaz Gecesi Rüyası’nda hikayenin bir parodisinin yapıldığını fark edecektir.

Yorum yaz