Kral Kroisos

  Karakter

Midas’ın simyayla imtihanının beklenmedik bir meyvesi, Sart Çayı’ndaki altının gidip bir başka adamı çok zengin etmesidir. Kroisos in hikayelerinde olgusal gerçeklikle mit birbirine karışır. Kroisos’in, M.O. 6. yüzyılda, bugünkü Türkiye topraklarının çoğuna egemen olan Lidya’nın son kralı olduğunu biliyoruz. Fakat muazzam zenginliği yüzünden kısa sürede bir efsane karakterine dönüşmüştür, hatta aradan geçen zamanla bu efsane daha da olağanüstü bir hale gelir. Birkaç yüzyıl geçtikten sonra ondan bahseden mitler artık gerçek zaman dilimlerinden kopmuştur.

Kralı konu alan bir hikaye, seyahat eden Atinalı Solon tarafından ziyaret edilişini anlatır. Kroisos sahip olduğu muhteşem şeylerle ve zenginlikleriyle böbürlenerek Solon a ondan daha mutlu birini tanıyıp tanımadığını sorar. Pek kibar bir adam olmayan Solon, ondan daha mutlu üç kişi tanıdığını söyler. Hayatlarını yiğitliğe adamış ve asalet içinde yaşamış olan sıradan insanlardır bunlar, ölürken de ellerinde iyi bir hayat sürmüş olmaktan başkaca zenginlik olmamıştır. Solon, krala bir kişinin mutlu insan olarak görülüp görülemeyeceğine ancak o kişi öldükten sonra, yaşadığı hayata bakılarak karar verilebileceğini söyler.

Gerçek Kral Kroisos da M.O. 547’de gitgide büyümekte olan Perslerin muhtemel bir saldırısına karşı önceden saldırmaya karar vererek fazla iddialı bir davranışta bulunur. Eyleme geçmeden önce kahinlere akıl danışan Kroisos a, Perslere saldıracak olursa bunun büyük bir imparatorluğun yıkımıyla sonuçlanacağı söylenir. Kroisos için ne acıdır ki, yıkılan kendi imparatorluğu olur.

Yorum yaz